4 Şubat 2007 Pazar

VOLVER


gittim geldim.
gelirken, marmara’ya rüzgarlı kar yağdı.

evde ikinci gün. sokakta 24 saattir elektrik alamayan evler varmış, akşamüstü öğrendiğime göre. verilemeyen veya. bu yüzden huzursuzum. ya bizde de kesilirse sıkıntısı.
döndüğümden beri fh var. birden yalnızlığa düşmenin olumsuz etkilerine karşı. gerçi gıcıklığı üstünde.

yarın işe uğramam gerek. bu da şimdiden kaçta yatıcam, kaçta uyanıcam planlamasına neden oluyo. adım gibi eminim ki bilinçaltım bununla meşgul.

evde olmak çok güzel.

31 Ocak 2007 Çarşamba

POT


ne kadar yoğunum yarabbim! ve neden bu kadar yoğunum? bi tuhaflık yok mu sence de? kocaman şehirden gel ufacık kente, günlük bile yazama!

dönüşümü cuma akşamına aldım. 23’te yol.

stüdyoya kapanıp iş yapıyorum. pek verimli diildim bugün aslında. ama meşakkatli bi prodüksiyon yaptım. yine de daha hızlı olunmalı.
bi şeye dikkat edersen ötekileri ihmal edermişsin. doğru. tek satır kitap okuyamadım geldiğimden beri.
babazula'nın yalnızca adını bildiğimi fark ettim. dört albümlerini dinledim bugün hızlı hızlı. çok güzel.
dönünce kuş mu alsam diye geçiriyorum aklımdan.

30 Ocak 2007 Salı

ANNEBABAŞEHRİ


12'ye doğru kendimi çok iyi hissederek zar zor uyanışım... az güneş alan istanbul evinden sonra ışıl ışıl bi sabah odası. ki hava, kapalı ve buz gibi o sırada sokakta. eve dönünce yatağın yerini mi değiştirsem? böylece perdeyi açık bırakarak yatabilir; kabak gibi de karşısında olmam, karşıdan apartmandan gözü kayanın.

radyoya gittim sonra, bayağı bi çalıştım. yarın devam etmek üzere yarım bırakarak eve dönüş...

bur'da bu insanlar beni çok özlüyolar. ben de onları özlüyorum, evet. fakat şöyle bi korkum var; acaba aklımı çelerler mi? ve ben yanılıp yenilip kesin döner miyim?

ben böyle bi şey yapmaya kalktığımda fh'nin beni durdurması lazım. bur'dan okusun ve aklına yazsın.

yarın ailenin anne kanadı geliyo. bir minübüs kadar bekliyoruz.

ve yarın bitirmem gereken işler var. geç kalkmamam, evde çok takılmamam lazım.
ve dönüş bileti alınıcak.

29 Ocak 2007 Pazartesi

ESKİSİ


bin yıllık evimizdeyim. kendimi bildim bileliden eski tarihli. odam, sonra...

sabah gelip uyumak için yatağıma yattığımda kötü bi kurgu uydurarak aslında bur'da yaşadığımı düşündüm. aklıma gelen tek şey, bur'dan en kısa sürede çıkıp gitmeliyim oldu. yıllar boyunca bunu düşünerek uyuyakaldığım; uyandıktan hemen sonra bana yine bunun gibi şeyleri düşündüren yatağın, etkisinde değişen bi şey yok. her nedense boğucu.

eğer çıkıp gidebilme olanağı elinin altındaysa aileyle olmak şahane aslında. çok şahane hatta.

hep birlikte kahvaltı, kardeşimin dükkanı, bi'kaç tanıdık, ayak üstü uğranıcak bi'kaç yer, eve dönüş, akşam yemeği, evin küçüğü ve onun karısıyla altlı üstlü oturmanın verdiği sıkılınca evler-arası seyahat lüksü güzel. ama dönüşümü erkene aldım. hafta bitmeden tekrar istanbul...

birazdan gece oturmasına inicem.

27 Ocak 2007 Cumartesi

YOL


bi saat sonra saatte 90 km hızla güneye...


gün, eyvah işe geç kaldım diyerek dokuz sularında uyanmamla başladı. öyle bi açılmış ki uykum, bi daha kapatamadım.


sonra yemek yaptım, sonra fh geldi. birazdan da giyinip çıkıcam. dnz, kablosuz internet ayarlarımı yaptığından otobüsten bağlanma niyetindeyim. her zaman niyet bu. henüz başarı sağlanabilmiş diil ama.


gidiyorum...

26 Ocak 2007 Cuma

TATİL-BAŞI


yarısı bitti. şimdi iki hafta ayşegül tatilde. ikinci hafta arada sırada uğramam gerekicek işyerine. web sitesi güncellemesi. uzun uykulardan sonra olsun da…

yarın yol.

gayet klişeleyerek durumu, gitmek de zor kalmak da zor, diycem. hem gidesim, hem kalasım var. buna tersten bakarsak; ne gidesim, ne kalasım var da çıkıyo içinden. daha önce yazmış mıydım? yolculuk öncesindeki huzursuzluğumuzun nedeni dna’mızda gizliymiş. çok eski atalarımız ancak tehlike durumlarında seyahat ettiklerinden -göçtüklerinden ya da-, biz şimdi yolculuğa çıkmadan önce, dna’dan ilgili gen gelip kuruluyomuş haleti ruhiyenin ortasına. ‘gidiyorum; demek ki tehlikedeyim.’ aynen budur.

fh gelebilir gece çalışmasının ardından. pek niyetli diildi. ve ama bi hafta göremiycem. bence gelmeli.

orijin şehrimde hava ılıkmış. pazara soğuycağımızı söylüyo tahminler. pazar sabahı eve yürürken üşürüm demek oluyo bu. ama uzun zamandır garajdan eve ağzımda sigara, arkamda valiz yürümedim. en güzellerinden biridir bu, gidişin.

25 Ocak 2007 Perşembe

MUTLAKA


sondan önceki gün. sonrası tatil.

askeri müzede, müzecilerden biriyle tartıştım, ekibim gürültücü olduğundan. müzede çığlık çığlığa koşturulmaz tabii. tabii de, kimse de bağıramaz himayemdekilere.
özetle rezaletti. alışverişe, sinemaya -ve şimdi de müzeye- mutlaka yalnız gidilmeli.

çok çalıştım günün geri kalanında. işten sonra biletimi aldım bi de. cumartesi akşamı aile şehrine… kardeşimi özledim. kediyi görücem. biraz da sıkıntıdan patlayıp dönücem. planım 1 hafta…

limon ağacımın derdindeyim. balkonda bıraksam kar yağar mı üstelik balkon kuzeye dönük. ama içeri alsam, o bi haftada pişer sıcaktan.
<

^

<
 8o  XML� 
Image Hosted by ImageShack.us